Bugün ÖzgürlükIcin gezegeninde, Güngör Basa‘nin yazdigi bir blog girdisini okurken bu konuda ben de bir seyler yazmaliyim dedim. Öncelikle o yaziya buradan ulasabilirsiniz.
Bu da yazi:
+++-
Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.
Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.
Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.
Bir şeyin olma olasılığı, istenme olasılığı ile ters orantılıdır.
Er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır.
Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.
Olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekirdi.
Ne kadar beklersen bekle istendiği zaman gelecektir.
Kaptan Murphy nin 1948 yılında yaptığı bir deney sırasında cihazları yanlış bağlayan bi arkadaş sonucunda çıkarmış kanunlar. :D
+++- Simdi, durumu kendi acimdan söyle izah edeyim. Karlsruhe’ye geldigimden beri üzerimde bir ugursuzluk var ki gidiyor. Aslina bakilirsa, cok sey degil, normal bir yasam istiyorum, ama malesef “bir güc” bunu bir sekilde engelliyor. Örnegin, cok basiti, eve internet almam internet sehri denilen, Almanya gibi bir teknoloji devi ülkenin ilk E-Postasinin geldigi sehir olan Karlsruhe’de 6 ay sürdü. Tamam, bunda Karlsruhe’nin bir sucu yok belki ama bir sekilde sanssizliklar, vesaire derken, 6 ay.
Bunun disinda, ev aramak zaten burada cok büyük sabir isteyen bir is, kabul ediyorum, ancak bulunan, kesin gözüye bakilan yerlerin tam sonuca yaklasinca elden kayip gitmesi de ayri bir sey. Tamam, kimse bulamiyor, ama insanlar bulduguna tasinabiliyor.
Bu ve bunlar gibi bir cok etkenden dolayi artik Murpy Amca benim yol göstericim oldu. Gönül isterdi tabi ki olmamasini, ama malesef oldu…
Buradan Güngör Bey’e de tesekkürlerimi sunuyorum bu yaziyi yazmama etken oldugu icin…
Sevgiler,
Altug