Bu aralar cok iyi gecmeyen günlerim oldu. Daha iki gün önce bir sinavimdan kaldim. Hala 3 sinavim ve bir de tezim var su aptal sehirden kurtulabilme ihtimalimin dogmasi icin.

Her gecen gün daha da aptallasiyor bu sehir. Neresinden tutsan elinden kaliyor. Bir sehir düsünün ki, en turistik yerindeki cimleri bile 6 ayda bir bicsin/temizlesin. Bir yazi nbir de kisin. Bu sey gibi, evini yilda iki kez temizleyen insan gibi bir sey aslinda. Böyle bir durum ne denli rahatsiz ediciyse, bu da öyle. Bir süre önce bilek boyunu gecen cimlerin arasindan geciyorduk bir yerden bir yere gitmek icin. Yollari söylemiyorum bile: kirik bira siseleri, fast food zinciri paketleri, kahve, sarap vesaire bardaklari/siseleri. Bu aralar bir de metro yapma derdimiz basladi, sehrin resmen agzina s.cilmis durumda.

Merak ediyorum, Almanya’da Istanbul gibi bir sehir olsa ne durumda olurdu. Berlin bile Istanbul’un 1/5i nüfusa sahip, ama yeterince negatif üne sahip. Cidden merak ediyorum ya, Istanbul burada olsa ne olurdu? Muhtemelen komple ülkeyi kapatip, emekli olup Bodrum’a yerlesirlerdi.

Bahsettigim gibi, iki gün önce sinavdan kaldim. Zaten isin aslini sorarsaniz, buranin ölcülerinde bakildiginda baska bir sonuc da beklenmemeliydi. Zira burada bir sinav icin minimum iki hafta 8 saat/gün calisilmali. Aksi takdirde gecemiyorsunuz. Ben de bu durumda tabi neredeyse hic calismadan girdim. Toplam calismam gereken slayt sayisi 1500 civariydi. Tembeldim, konsantre olamiyordum, adi ne olursa olsun yeterli calis(a)madim. Bu yüzden de tahmin edilebilecek bir sonucla karsilastim.

Bazen kendimi aptal gibi hissediyorum. Sonra aptalliktan degil de tembellikten olduguna karar veriyorum. Ama sonuca bakinca ikisi de bir kaybedis degil mi =) Aralarindaki tek fark, birinin düzel(til)ebilir olmasi. Ama düzeltmedikten sonra ikisinin de sonu ayni sonucta.

Cok sikildim artik, “Bitse de gitsek” modundayim. Gitsek dedigim, Türkiye’Ye dönmek degil. Bir süre buralarda kalacagim, en azindan bir 3 yil civari. Acaba is bulabilecek miyim?

Is demisken, ondan da bahsedeyim. Madem bugün günlük modundayim, iyice günlük moduna sokayim bu yaziyi =). Is konusu su Karlsruhe denen aptal sehirde yolunda giden tek sey. O da yakinda sona erecek zaten. Neyse, bitene kadar keyfini cikarayim bari.

Bugünlük bu kadar. Hepinize iyi bir Temmuz ayi diliyorum. Bu yazinin formati birazcik farkli oldu, farkindayim, ama bu seferlik de böyle oluversin =)

Biterken “Cem Adrian - Sonbahar” caliyordu.