Hayatımız boyunca bir çok dönemeçle karşılaşır, bir çok karar alırız. Sonra da onların sonuçlarını yaşar, görürüz. Bu dönemeçlerde doğru sapaklara sapıp sapmadığımızı da genellikle önceden sadece tahmin ederiz. Bunların kesin sonuçları malesef her zaman ilk etapta görünü olmaz.
Aslına bakarsanız, bir itirafta bulunmalıyım. Bugüne dek yaptıklarım, zaman zaman ben dahil kimi kişilerin beğenisini kazandı. Ama o kadar küçük şeyler ki aslında, hayatın geneline bakıldığında (bence) sonsuz küçük boyutlarda olduklarından onlar yoksayabiliriz. Bunların arasında çektiğim bir kaç fotoğraf, yazdığım bir iki yazı, ne bileyim, söylediğim bir iki söz falan beğenildi. Ama bunların hiçbiri benim asıl amaçlarımdan biri olan şeyler değil. Asıl amacım olan şeylerde ise henüz ufak da olsa bir katkı sağlayabilmiş değilim. Bunda hala öğrenci olmamın payı olsa da, ne bir bahane teşkil eder, ne de bir açıklama. Çünkü bu meslekte başarılı olmuş insanlar, benim yaşımda çok büyük işlere çoktan imza atmış olan insanlar.
Peki neden bu sektördeyim? Bu sektörde, büyük değil ama ortalama şeyler başarabilecek yetideyim. Bu şekilde de hayatımı idame ettirebilmek görevini yerine getirebileceğimi düşündüğüm için bu sektördeyim. Tamam, güzel yanları da var tabi ki, ama yine de kimi farklı şeyleri sevdiğim kadar sevmiyorum, bu bir gerçek.
Sevdiğim/sevebileceğim işleri düşünüyorum, ama onlara da yeteneğim yok/kısıtlı/bilinmiyor.
Şu sıralar bunları düşünüyorum, içinden çıkmaya çalışıyorum. Bir işe yarayacakmış gibi…
Neyse, ben teze döneyim artık =)