Geç kalıyorum hayata…

Şu an içinde bulunduğum durumu anlatan en güzel cümle bu bence. Ne yapsam/yapmak istesem, birileri benden önce yapmış oluyor. Geçtiğim yollar yürünmüş. Karlı yollarda başkalarının ayak izleri var bu ara…

Beraber yola çıktığım insanlar, çok öndeler benden. Sonu aynı olan ama bir dönemeçte farklı yöne saptığım için onlarınkine nazaran çok daha dikenli, çok daha engebeli bir yoldan, daha uzun sürede ulaşıyorum. Yol düzse bile, ayağım kayıyor, düşüyorum. Kalkıp tekrar yola koyulmak da her zaman biraz daha zor oluyor bir öncekinden. Kırmızı başlıklı kız saflığında, buna aldırmıyorum bazen, ama sonunda kurtla karşılaşmak da var. Üstelik, acı gerçek şu ki, geri dönmek için de çok geç artık…

Benden sonra yola çıkmış insanlar, benden önce varacaklar belki de hedefe. Yollarını bilmiyorum. Engebeliyse bile, bunun üstesinden gelebiliyorlar. Bense sadece onlar için seviniyorum, kendi çaresizliğimi düşünüp…

Dedim ya, geriden geliyorum. Her gün biraz daha geriye düşerek üstelik…

Biterken “Serkan Çağrı - Rüya” çalıyordu…