benim defterlere karsi zaafim vardir. bir cok defterim vardir ve bu defterlere yazilar yazarim. cogunu sonuna kadar dolduramasam da, cok keyif alirim bunlarla hasirnesir olmaktan.

ne zamandir bloga yazdiklarimi sinirlandirdim, malumunuz. bu demek olmuyor ki farkli yerlerde ve sekillerde yazmiyorum… bu mecralardan biri de defterlerim oldu hep. ama o kadar coklar ki, bitirmeye firsat olmadan yenisine yaziyorum. cünkü dayanamiyorum onlarin uzun zaman bos kalmasina. bu yüzden de devamli yeni defterler tutmaya basliyor, devamli yeni defterler ediniyorum. ayirmadan, tamamini da cok seviyorum.

su an hollanda’da yasayan candostumgüzelinsanlarin hediye ettikleri deftere bir seyler karalamaya basladim bile. onun yaninda baska bir defterime yine basladim ancak tamamlamadim henüz. zamanla olur tabi, süphem yok. hem nasilsa tarih atiyorum yazdiklarima. sorun yok yani.

bu tatilde de canim dedigim baska birinin bana bir defter hediyesi oldu. o deftere neler yazacagim, bekleyip görecegim. ama o kadar güzel ki, eminim icine yazilacaklar da cok güzel olacak.

ama bir konu var ki, söylemeden etmemeliyim. elimde iki tane defter var ki, onlardan kurtulmam lazim. hayatimin bir dönemini icinde barindiriyorlar ama kapaklarini dahi acamiyorum su anda. acmamaliyim da zaten, mezarlarin kapaklari acilmaz ne de olsa, degil mi? o yüzden de onlardan artik kurtulmaliyim. ilk mangal yapisimizda kömürü tutusturacak malzemeye ihtiyac olur mutlaka…