- 01.10.2012 - merhaba.
bu yaziya başladığımda saat 05:30 idi ve bu yazıyı trende yazıyordum. yola çıkalı yaklaşık 20 dakika olmuştu. şimdilerde bir sonraki trenle gidebilme fırsatımı kullanıyorum. o yüzden 5:30 evden çıkış saatim oldu. biraz daha iyi yani durumlar.
bu yazıya başladığımda yeni bir proje için hamburg’a gidiyordum ve ilk günümdü. bir süre oraya gidip geleceğim. yani yeni bir şehri daha listeye ekledim.
biliyorum, benim şu anda yaşadığım hayata özenen insanlar var. haklı olabilirler, devamlı yeni şeyler görüyor olmak hiç de kötü bir şey değil. bu yüzden de şikayet edemem. yaptığım işin de getirdiği çeşitli avantajlar var. böyle olunca da beni tanıyanlar, sağolsunlar, övüyorlar. hatta yaşamlarımızı değiştirmek isteyen de oluyor.
- 12.11.2012 - ancak madalyonun hiçbir zaman tek yüzü olmadığı aşikar. açıklayayım: benim 4+ yıldır ait olduğum bir hayat yok. yani nasıl desem, mesela nerede yaşıyorum ben? almanya’da olduğu kesin. peki köln’de mi? o zaman neden aylardır 4 gece üst üste kendi evimde kalmışlığım yok*? peki köln’de değilse nerede? istanbul’dan zaten yavaş yavaş kopuyorum.
tercih meselesi tabii. dediğim gibi, iyi yanları var, kötü yanları var. yaşanan tüm hayatlar gibi… ama eğer sizi bir yere, bir eve bağlayan bir neden varsa dayanılmaz olabilecek bir hayattan bahsediyorum.
* geçen hafta tüm hafta boyunca evden çalıştım. bir hafta da olsa evime verdiğim kitranın karşılığını alabildim. en çok evimde geçirdiğim haftaydı ve yine de haftada 320 km yol yaptım. sanırım en iyisini söyleyen şu mesajdı, bana dün gelen: “yollar senin sevgilin :)”
- 19.11.2012 - teknik problemlerden dolayı bu yazıyı yayınlayamamışım. bir-iki düzeltmeyle bugün yayınlıyorum. kusura bakmayın lütfen.